22 Şubat 2012 Çarşamba

Euroleague: Galatasaray - Anadolu Efes

Aslında bu maç için yazı yazmayı düşünmüyordum zira Sinan Erdem'de oynanan maç için halihazırda bir yazı yazmıştım. Ancak Efes ile oynadığımız önceki iki maçı düşündüğümde o günün dinamikleriyle, bugünün dinamiklerinin farklı olduğunu fark ettim. Oynadığımız Euroleague maçının boxscore'una şuradan , lig maçınınkine de buradan ulaşabilirsiniz. Ben de bu yazıda önceki yazıda yazdıklarımı tekrarlamadan, gördüğüm değişiklikleri yazacağım.

Konuktan başlamak gerekirse Efes Pilsen ilk maçın oynandığı bugünden çok daha geriye gitmiş durumda. Hatta Konya'da Galatasaray-Beşiktaş maçını beklediğimiz sırada Efes maçını izlerken oyuncuların da gidişattan rahatsız olduğunu gözlemledik ki özellikle Savanovic'in oyundan çıkışı sırasında Ufuk Sarıca'yla sert bir tartışması oldu ve tartışmada Savanovic'te sesini oldukça yükseltti. Ancak Efes Pilsen'in asıl büyük sorunları sahada yaşanıyor. İlk maçın kahramanlarından biri olan Vujacic oldukça formsuz ve Türkiye kupasının ilk maçında yabancı sınırına takılarak kadroya alınmadı ki sezon başını hatırlayacak olursak "Efes'i final 4'a taşıyacak adam" olarak alınmıştı. Gerçi biz o zaman da gülüyorduk buna ya, neyse.

Onun dışında Lafayette Ilievski'nin gidişinden sonra Efes Pilsen için bir "upgrade" olarak gözüküyor ancak onun da 1 numara gibi oynadığını ve takımı organize ettiğini söylemek güç. Onun sahada olduğu dakikalarda Efes Pilsen hücumu iyiden iyiye çorba halini alıyor. Yani bütün organizasyon yükü Kerem Tunçeri'nin olacak yine. (Kerem Banvit maçında oynamamıştı ama bu maçta sahada olacağını sanıyorum) Sinan Erdem'de oynanan maçta Göksenin Kerem'i oldukça yavaşlatmıştı, yine aynı performansı göstermesi işimizi bir nebze daha kolaylaştıracaktır.

Efes'in saha içinde gösterdiği kötü performansın önemli sorumlularından biri de şüphesiz Ufuk Sarıca. Avrupa'nın en iyi 4 numaralarından biri olan Savanovic'in üstünden 1 tane seti olmayan, sezonun bu döneminde hala rotasyonuna karar veremeyen ve hepsinden önemlisi yavaş yavaş oyuncularla iletişimini kaybeden bir koç var kenarda ki bu bütçeyle bu takımın kurulmasından bahsetmiyorum bile.

Galatasaray cephesinde ise tek soru işareti kupadaki Beşiktaş mağlubiyetinin takımı nasıl etkileyeceği. Alınmaması gereken ve kötü bir mağlubiyet oldu. Takımın bu mağlubiyetin etkilerini üzerinden atıp atamadığını görmek için ise akşamı beklemekten başka bir çare yok. Bunun dışında ilk maçta rezalet transition savunmamız sayesinde çoşan Savanovic'in bu maçta o boş şutları bulamayacağını, formsuz Vujacic'in o kadar yüksek isabetle atamayacağını ve takımın kritik anlarda daha dikkatli oynayacağını düşünüyorum. Eğer bir de sezon başından beri büyük maçların önemli bölümlerinde girmeyen şutlar, biraz daha yüzdeli girerse rahat kazanacağımız bir maç olacağını tahmin ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder