13 Ekim 2011 Perşembe

Zaza Galatasaray'da

Transferin ilk gününden beri konuşuluyordu bir pivot hamlesi; Pekovic, Ömer Aşık, lazımdı değildi derken bugüne kadar Oktay hoca böyle bir hamleyi yapmaktan yana gözükmüyordu. En azından bize aktarılanlar o şekildeydi. Ancak o muhteşem hafta sonu bittiğinde ve Galatasaray Euroleague biletini aldığında hocanın fikrinin değiştini gördük. NTVSpor'da canlı yayında "Eğer dengeleri bozmayacak bir transfer olursa yapabiliriz"e getirmişti sözü. İlk olarak Ömer Aşık'a teklif gittiğini duyduk ancak sanıyorum ki parasal konularda anlaşılamadı Ömer'le. Halbuki Ömer, takıma seviye atlatabilecek nadir oyunculardan biri. Hareketli, pota altını kapatabilecek, ikili oyunlarda çok etkili ve şu an Galatasaray'ın kadrosunda olmayan belki de tek oyuncu tipi: Pota altında bekçi. Duyduğumda açıkçası beni çok heyecanlandıran bir hamle olmuştu ancak bu transferde olduğu gibi o transferde de bir soru işareti var: Lokavt.

Konusu açılmışken devam edelim lokavttan, ayrıca transferin olumsuz yönlerinden de bahsetmiş olalım bu vesileyle. Baştan söyliyeyim ben lokavtın yeni yıla doğru biteceğini düşünüyorum. Gelirlerin bölüşülmesi konusunda taraflar birbirine oldukça yaklaştı (%53-47) Fisher gibi, Hunter gibi isimler geri adım atmamak ve ellerindeki bütün kozları kullanmak adına "Görüşme için gün kararlaştırmadık, ne zaman görüşürüz belli değil", "Anlaşma hala yakın gözükmüyor" tarzında açıklamalar yapsalar da bunların politik cevaplar olduğunu tahmin etmek zor değil.

Sonuç olarak 1-2 ay sürecek ve sezonun en kritik dönemlerine girildiğinde çok büyük bir ihtimalle bizimle olamayacak Zaza. Bu transfer adına ilk soru işareti. İkinci soru işareti ise Zaza'nın Furkan ve Andric gibi isimlere göre daha hantal olması. Bu özelliği savunmadan ziyade hücumda zorlayabilir bizi. Zaza genel olarak "ekmeğini taştan çıkaran" diye tanımlanan, savaşçı, hücum ribaundlarını kovalayan bir isim. Yani hücumda ondan verim almak istiyorsanız mutlaka potaya yakın oynatmalısınız. Potadan uzaklaştığı her an verimliliği düşecektir. Tabii bu dediklerim Zaza'nın hücumda balta elli ve tamamen riske edilebilecek bir isim olduğunu düşündürmesin, Eurobasket'te de iyi performanslarını izledik ancak demin de bahsettiğim gibi soru işareti bizim hareketli sistemimizde Zaza gibi görece daha hantal (hantal yerine daha az mobil olanı da kullanabiliriz) bir ismin hücumda zaman zaman tempoyu bozabileceğidir.

Artılarına bakalım şimdi de, öncelikle Zaza muhteşem bir savaşçı. Sahada her şeyini veren, savunmada savaşan, en kalın rakiplere karşı bile geri adım atmayan muhteşem bir savunmacı Zaza. Hatta zaman zaman sertlik dozunu ayarla(ya)madığı anlarda aklıma geliyor. Açıkça söylemek gerekirse Zaza karşı takımda olsa nefret edeceğin ancak tuttuğun takım için savaştığında mücadelesinden çok memnun olacağın bir isim. Zaman zaman dirseklerini kullanmaktan çekinmeyen, arası sıra mesaj faullerini yapmaktan geri kalmayan ve trash talk (oyuncuların oyun dışında birbiriyle atışması) yapmaya bayılan bir isim. NBA'de de vukuatları bolca var zaten. Jason Richardson'la, Kevin Garnett'le atışmaları ilk aklıma gelenler... (Bir Dip Not: Geçen sezonda toplam 6 teknik faulle teknik faul listesinde zirvenin çok da altında kalmamış)

Onun dışında çok da iyi bir ribaundçu olduğunu söylemek gerekiyor; iyi yer tutan ve o yeri tutabilmek için elinden geleni yapan bir isim, ribaundlarda zaman zaman yaşadığımız problemlere de ilaç olacağını düşünmek yanlış olmaz.

Yavaş yavaş toparlıyorum, lokavtın biteceği takdir tabii ki çok önemli ama benim tahmin ettiğim şekilde bitse dahi Euroleague gruplarında bize en azından Top 16 yolunda katkı vermesi bile altın değerinde olacaktır. Mücadelesiyle, hırsıyla taraftarın çok seveceği bir isim olacağından da hiç bir şüphem yok. Hayırlı olsun.

--

http://sportifcumleler.blogspot.com/2011/10/zaza-pachulia-galatasarayda.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder