13 Ekim 2011 Perşembe

Euroleague

Maç biteli yaklaşık 3 gün oldu ama hala aklıma geldikçe saçma bir gülümse kaplıyor yüzümü. Çok büyük bir mutluluk bu... "Yenilmez Armada geri dönüyor" derken bu kadar çabuk olacağını şahsen ben bile tahmin etmemiştim. 3 senelik planı 2. senenin başında tamamlamak harika. Ancak bu günlerin geleceğini önce Oktay Hocanın ilk geldiği günlerde "Planımız 3 yıllık" dediğinde anlamıştım.

Yıllardır tek senelik planlarla yürüyen, her sene kadroda revizyona giden şubenin ayağa kalkışının ilk göstergeleriydi bunlar. Fitch'in, Dixon'un tek başına sırtladığı, sistemsiz, düzensiz takımlardan 12 kişinin de katkı verdiği, muhteşem savunma yapan, "son topa kadar" mücadele eden bir takıma... Öncelikli tebriğimiz Oktay hoca ve Hakan Üstünberk'e tabii ki ancak arkasından yönetimin tüm fertlerine, Oktay hocanın yardımcıları Emir Alkaş'ı, Semih Eroğlu'nu, Recep Şen'i, Tolga Başer'i ve son olarak bu şubenin ateşini yakan Cem Akdağ'ı da unutmamak gerekiyor.

Maça ve Euroleague'ye dönelim tekrar. Hücumda fazla organize olamayarak başladığımız, savunmada da kolay basketler yediğimiz ilk periyottan sonra oyunu değiştiren Furkan Aldemir oldu. 2. periyotta savunmada ve ribaundlardaki katkısıyla maçın momentumunu değiştiren isim oldu Furkan. PAOK maçından sonra söylemiştim, bu sene takımın en önemli kozlarından biri geniş kadromuz olacak. PAOK maçında Jamon Gordon ve Ender Arslan, Asvel maçında Lakovic, Songaila ve Cevher, Rytas maçında ise Shumpert ve Furkan ön plana çıkan isimler oldular. Sezon henüz yeni başlamışken takım henüz tam olarak hazır değilken 3 günde 3 maçtan galip ayrılmamızın da en büyük etkenlerinden biri bde şüphesiz bu kadro genişliğimiz.

Euroleague'den de bahsedelim yazının son bölümünde. D Grubu'nda Barcelona, Siena, Kazan, Prokom ve Olimpija ile oynayacağız. Açıkçası tam dişimize göre bir grup olduğunu söyleyebilirim ve Top 16'nın ilk etaptaki plan olacağını öngörmek yanlış olmayacak. Prokom ve Olimpija'dan kağıt üzerinde net olarak daha iyi ve daha geniş bir kadroya sahip olduğumuzu söyleyebilirim. Barcelona'yı da Avrupa'nın en iyi takımlarından biri olarak düşünürsek Siena ve Kazan ile 2.'lik 3.lük mücadelesi yapacağımızı şimdiden ön görebiliriz, bu güzel takım her şeyin en güzelini hak ediyor. Biz de destek olarak bütün sezon Abdi İpekçi'de olmaya ve takıma destek vermeye çalışacağız. Bi' aksilik olmazsa sene içinde sık sık beraber olacağız blogda da müthiş başlayan sezon umarım böyle devam eder.

Önemli Not: İlk çıktığında bench arkasından kombinemi aldım. Sadece 150 liraya hem bayan basket, hem de erkek basket maçlarını bench arkasından izleyebileceğim. Hem bayanlarda hem erkeklerde ligde ve Avrupa'da iddialı olduğumuz düşünüldüğünde muhteşem bir rakam. Ayrıca ilginin oldukça arttığını ve salonun önemli maçlarda full olacağını düşünürsek imkanı olan herkesin kombine almasını rica ediyorum. 150 liraya bütün sezon en kötü ihtimalle 45 maç izleme şansımız olacak ki, bu rakamın 60'lara varacağını rahatlıkla tahmin edebiliriz. Hem bayan takımı, hem erkek takımı bu kadar iyi kadrolar kurmuşken taraftarın görevi de kombine almaktır, umarım geçen sene final serisinde yaşadığımız atmosferi bu sene sık sık yaşayabiliriz.
--

http://sportifcumleler.blogspot.com/2011/10/saldrn-kombinelere.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder