2 Mart 2012 Cuma

Euroleague: Olympiacos 88 - 81 Galatasaray MP

Maç dışında fazla birşey yazmak istemiyorum. Buraya kadar harika getiren takım, gerek sakatlıkların, gerek savunmada ve hücumdaki basit hataların etkisiyle çaylak sezonunda Top 8'in kapısından döndü. Gelecek sezonlarda daha sık buralarda olacağız şüphesiz, hatta belki bu noktanın çok üzerinde, Top 8'te, final 4'da ama ileride Galatasaray basketboluyla ilgili anılar dizilmeye başladığında en çok gururlandığımız, en çok alkışladığımız sezon bu olacak. Bir kez daha teşekkürler takıma.

-Abdi İpekçi'de oynanan maçta Spanoulis işin skor üretme kısmında bu maça göre daha verimli bir maç geçirmiş ancak onun topu domine ettiği ve ilk olarak skoru düşündüğü anlarda takımın diğer önemli parçaları oyuna soğuk kalmış ve o istedikleri "2. skoreri" çıkaramamışlardı. Dün geceye ait Ivkovic'in çıkardığı en önemli ders buydu. Skor olarak sadece Spanoulis'in eline bakarak kazanamayacağının farkında olan Ivkovic, Spanoulis'e de bu yönde bir görev vermiş ki Spanoulis'in daha ilk çeyrekte 5 asist yaparak hücumun akıcılığını fazlasıyla sağladı. (İlk maçta 19 top kullanan Spanoulis bu maç 13 top kullandı ve ilk maçta yaptığı 3 asiste karşılık dün 8 asist yaptı)

-Maçın ilk dakikalarında veremediğimiz bir mesaj olduğu konusunda çoğunlukla hemfikirim. Ancak bu mesajın ne olduğu konusunda bir çok kişiden ayrılıyorum. Böyle bir final maçında, hücumda potansiyelli bir takımın bir anda 10 sayı öne fırlaması bizim için "kazanamayacağız" mesajı değildi. Ancak sezon içinde zaman zaman yaptığımız gibi maçın yüksek skorla başlamasına izin verdik ki bu bizim için maalesef "biz sizin oyununuzu oynamaya geldik" mesajıydı. Olympiakos gibi evinde iyi hücum eden bir takımı daha ilk çeyrekten bu kadar havaya sokarsanız, savunmada onları durdurmanız her geçen dakika daha da zorlaşır.

-Maç öncesinde bahsettiğim "ekstra isimlerden katkı almayı" başardığımızı söyleyebilirim aslında. Shipp'in, Shumpert'ın ve Furkan'ın çift hanelerde skorlar üretmesi önemliydi ancak Gordon'un ve Ender'in sakatlıklarında Lakovic'ten de istenilen katkının gelmemesiyle kısalardan o istediğimiz performansı alamadık. Maçın kaybedilmesi bir yana özellikle hafta sonu Efes'le liderlik maçına çıkılacakken Ender'in ve Gordon'un sakatlığı da inanılmaz kritik. İkisinin de oynayıp oynamayacağı belli değil ancak ben özellikle Gordon'un oynayabileceğini sanmıyorum.

-Sonuç olarak maçtan sonra Efes'in Olympiakos'a iki maçta da yenilmesine, son maçın İpekçi'de olmamasından dolayı fikstüre ve sakatlıklara isyan edenler oldu. Ancak maç içine baktığımızda maçın kritik anlarında çok kritik ve basit hatalar yaparak kaybettik. İlk yarıda devrenin sonlarında oyunun tam olarak içine girmişken kötü oynanan devre sonu, Lakovic'in 54-53 yapan üçlüğünden sonra savunma ribaundunu alamayışımız ve üstüne yediğimiz seri, maç toplarını hiç savunamayışımız... Euroleague bir rüyaydı bizim için, dün ister şanssızlıklarla diyin, ister hatalarla diyin bir şekilde bitti. Bu sezon yaptığımız, gelecek sezon yapacaklarımızın teminatı olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder