8 Aralık 2011 Perşembe

2012 Model Lakers

Geçen sezona dönelim, Lakers en büyük favorilerden biri olarak görüldüğü sezonda henüz konferans yarı finallerinde Dallas'a süpürülerek sezonu büyük hayal kırıklığı ile kapatmıştı. Phil Jackson'un son sezonuna yakışmayan bir vedaydı ancak takımın normal sezondan başlayarak, tüm sezonu vurdumduymaz bir tavırla oynamasında biraz da P-Jax'in de katkısı vardı sanırım. Üçlükleri hiç savunamayan, savunmada playoff sertliğine hiç yaklaşamayan Lakers'ta, bir de Gasol, Artest, Blake, Barnes gibi sistemin işleyişi adına önemli parçalar da standartlarının altında kalınca ilk tur hariç bütün playoff eşleşmelerine underdog olarak başlayan Dallas ilk tokadı Lakers'a atmıştı. Sezon bitti, P-Jax'in beklenen emekliliği de gelip çattı, sonraki adım ise yıllardır konuşulan "Phil Jackson'dan sonra koç kim olacak?" sorusuna cevap bulmaktı. Rick Adelman, Stan Van Gundy gibi isimlerin yazılmasından sonra sürpriz bir koç tercihi geldi: Mike Brown. Lakers'tan önce LeBron'lu Cleveland'ın koçluğunu yapan ve normal sezonda gelen lig liderliğine rağmen, playoffta gösterdiği performansla hayal kırıklığı yaratan takımın koçuydu Mike Brown. Hakkında eleştiriler ise normal sezondaki sertliği play-offa taşıyamadığı ve takımı fazlasıyla LeBron'un üstüne "fazla" kurmasıyla alakalıydı, ilk eleştiriye tamamen katılmakla birlikte o dönemki Cleveland kadrosunun "Lebron ve rol adamları" olması itibariyle, ikinci eleştirinin biraz acımasız olduğunu düşünüyorum. İlk duyduğumuzda hepimiz için soru işareti bir tercihti ama düşününce kötü bir tercih olduğunu söylemek zor. Öncelikle altını çizmek gerekir ki, Lakers "kağıt üzerinde" savunmada müthiş bir takım. İçeride Gasol ve Bynum, 2.13'lük iki tane kule ve içeriyi karatma konusunda, "potansiyel" olarak ligin en iyi ikilisi olabilir. Bunun dışında prime döneminde olmasa da konsantre olduğunda hala ligin en iyi 2-3 savunmacısından biri olan Artest, En iyi savunma beşlerine seçilecek kadar savunma yapmasa da birçok süperstarın aksine çaba gösteren Kobe... Kağıt üzerinde muhteşem bir savunma takımı ancak Phil Jackson döneminde hep kağıt üzerinde kaldı. Phil Jackson muhteşem bir hücum koçu, kabul etmeyeni allah çarpar ancak savunmada aynı oranda iyi bir koç olduğunu söylemek zor... Hele ki Dallas serisinde, -sanırım o da son serisi olduğunun farkındaydı- Lakers takım olarak Dallas'a hiçbir çözüm üretememişti.

Mike Brown ise tamamen farklı bir koç. Popovic'in asistanlığını yapan bir koçtan beklenilecek şekilde savunma odaklı bir koç ve Lakers gibi harika savunmacılara sahip olan bir takım için ideal olabilir. Bunun yanında Avrupa basketbolunun en büyük savunma koçlarından biri olan Messina da Mike Brown'un ekibinde olacak, belki asistan olarak değil ancak Tex Winter-Phil Jackson tarzında. Ayrıca sistemi de Cleveland'da olduğu gibi sadece Kobe'nin üzerine kuracağını da hiç sanmıyorum zira Lakers o Cleveland takımına oranla çok daha iyi yan parçalara sahip. İlk etapta "Mike Brown ne yeaa, yakışır mı Los Angeles'a" diye düşünülebilir ancak böyle bir değişikliğe kesinlikle ihtiyaç vardı, hele ki geçen sezondan sonra. Ayrıca ilk yazılanlar da Mike Brown'un hücum sistemini de uzunlar üzerine kuracağı ve kendisinin asistanlığını yaptığı Spurs'un ikiz kuleler döneminde -Duncan&Robinson- kullandığı setleri kullanacağı konuşuluyor ki kulağa sahane geliyor, inşallah. Kötü ihtimali de düşünmek gerekir tabii; takım lokavt dolayısıyla hiç beraber antreman yapamadı ve sistemini tamamen değiştirmek için de yeterli süreye sahip değiller.  -12'sinde antremanlar başlayacak ve sadece 13 gün sonra Lakers ilk maça çıkacak- Ayrıca Los Angeles medyası da takımın üzerine üşüşecek kadar tehlikeli bir medya ancak -en azından şimdilik- güzel bir birliktelik olarak duruyor Mike Brown-Lakers birlikteliği. Yine de -klişe timi devrede- takıma zaman lazım eaaabi.

PG: Fisher, Blake
SG: Kobe, Shannon (FA)
SF: Artest, Barnes , Ebanks, Kapono
PF: Gasol, Odom, Caracter
C: Bynum

Kapono'nun veteran minimum ile takıma katıldığı düşünülürse, kadro ana hatlarıyla böyle gözüküyor. Shannon Brown'ın serbest kalacağını düşündüğümüzde Kobe'nin yedeği olarak bir oyuncuya ihtiyacımız var. Afflalo herkesin ağzını sulandıran bir adam ama bizde Kobe'nin arkasında alabileceği süre kısıtlı, daha fazla süre alabileceği bir sürü takım bulacaktır. -Bu arada Chicago ismi de geçiyor ancak bence Afflalo onların da ihtiyacı olan bir isim değil.- Jason Richardson, Nick Young falan gibi çapsızlara hiç girmiyor allaha yakın Los Angeles'a uzak olsunlar. Bunun dışında aklıma ilk gelen isim Delonte West oluyor. -Zaten kendisinin ismi de bizim için yazılıyor- Arıza olması bir kenara, savunmada katkı verecek, ceza şutlarını sokacak, atletizmi standart üstü olan iyi bir görev adamı West. Ayrıca West, Blake-Fisher rotasyonundan da süre çalabilir.

Ve tabii Howard ve Paul için çıkan dedikodular var... Paul'un New York'u istiyorum açıklamasından sonra, New York'un Chandler'ı takıma katmak üzere olduğu -bu hamleyi yaparlarsa gelecek yaz Paul'u alamayacaklar- ve Paul'un de isminin geçtiği diğer takımlara şampiyonluğa oynayamayacakları için gitmek istemediği söyleniyor. Bu durumda Paul için en şanslı takımlardan biriyiz ki Houston-Lakers-Hornets arasında 3'lü bir takasta konuşuluyor. Paul için Gasol eksenli, Howard için de Bynum+Odom eksenli bir takas konuşuluyor. İlerleyen zamanlarda, haberler daha da netleştikçe o takaslar için de görüşlerimizi yazarız.

Sezona back-to-back-to-back (3 gün arka arkaya maç, son fikstür düzenlemelerinden sonra her takımda 1'er tane var) başlıyoruz. 25 Aralık, Chicago ilk maç, ben yazmaya üşenmezsem o zamana kadar beraber oluruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder